15 Temmuz 2016

15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen hain darbe girişiminde, darbecilere karşı kendini siper ederek vatan savunması yapan ve bu girişimin başarısızlıkla sonuçlanmasına vesile olan asker-sivil 249 şehidimizi saygıyla anıyoruz.
Darbe girişimi sonrasında görülmüştür ki devletin kurumlarına liyakat esas alınarak değil siyasi çıkarlar uğruna yerleştirilen kişiler, devran dönüp çıkarlar çatıştığında, ülkeyi felakete sürükleme noktasına getirebilirler.
Darbe girişimi can siperane bir savunmayla engellenmiş olsa da etkileri hala sürmektedir. Kalkışma sonrası oluşan toplumsal travma ile bu kötü niyetli kişilerin hala devlet içinde var olduğu ve yeniden böyle bir girişime kalkışarak irademize el koyacağı endişesi toplumun her kesiminde hala gözlenmektedir. Bu kişileri devletten ve hatta toplumdan temizlemek üzere başlatılan OHAL ile çıkarılan KHKlarda 100 bini aşkın kamu görevlisi işinden çıkarılmıştır.Ancak bu kamu görevlilerinin azımsanamayacak bir kısmı ise darbecilerle adının yanyana anılması bile mümkün olmayan kişilerdir.

Devlet organlarının kendini koruma refleksiyle ben tebrimi alayım sonra suçluyla suçsuzu nasıl olsa ayırırım diyerek işlerine son verilen, açığa alınan bu kişiler sadece işlerini kaybetmekle kalmayıp sosyal güvenceleri tamamen iptal edilerek, yurt dışı çıkış yasağı konarak adeta toplum içinde yok olmaya hapsedilmişlerdir. Darbeci zihniyete sahip, vatanın ve devletin bütünlüğünü bozma girişiminde bulunan kişilerin cezalandırılmasını sonuna kadar destekliyoruz ancak bu kişilerin tespiti hukuk devleti ilkesi terk edilmeden gerçek delillere dayandırılarak yapılmalıdır.

İçinde bulunduğu toplum tarafından aydın, laik demokrat ve ilerici kimliğinden şüphe duyulmayan kamu çalışanlarının da KHKlarla işlerinden atılmaları veya idari soruşturmalarla açığa alınmaları bizleri suçluların tespiti konusundaki objektif ve akılcı yaklaşım konusunda endişelendirmektedir. Adaletin suçluyla suçsuza; hak ile tecelli etmediği algısı toplumsal olarak yeni travmalara ve güven içinde yaşama duygusunun zedelenmesine neden olmaktadır. Oluşturulmaya çalışılan bizden olmayan onlardandır, onlar da teröristtir algısı toplumun büyük bir kısmında yayılmış farklı düşüncelere olan tahammülü oldukça azaltmış vaziyettedir. Toplumsal kutuplaşma sonucu ifade özgürlüğü neredeyse rafa kalkmıştır. Demokrasi ve adalet, bağımsız hukukun üstünlüğüyle sağlanır ve yargı yolu açık olmayan KHKlar hukuk devleti ilkesi önünde duran kapalı bir kapıdır.

Dileğimiz OHAL’in en kısa zamanda kaldırılarak hak ve özgürlükler üzerindeki baskının kalkması ve 249 şehide, binlerce gaziye ve milyonlarca yaralı yüreğe sebep olan alçak darbe girişiminin gerçek suçlularının cezalandırılmasıdır.

Şehitlerimizin ruhları şad olsun.

Sosyal Medyada Paylaş