Memurlaron Onuru İçin Maskaralığa Son, Kandırmacaya Hayır

Kamu emekçilerinin emeğini sarı sendikaların/sendikacıların ikbal malzemesi haline getiren, daha en baştan emekçileri yoksulluk ve hatta açlık sınırında yaşamaya mahkum eden “Toplu Sözleşme” oyunun son perdesi dün oynandı.

Ne oldu da kapalıyız kartları açığa, içinde mürekkebi olmayan kalemler doluya döndü?

Aslında ne olduğunun, ortada nasıl bir maskaralık döndüğünün hepimiz farkındayız. Kamu emekçileri şahsi ikballer için basamak olarak kullanıldı, emek ranta kurban verildi. Sendikacı olduğunu iddia eden, siyaset heveslisi başta Memur-Sen olmak üzere oyuna alet olan konfederasyon sendikaları iktidarın her geçen gün açlık sınırına bir adım daha yaklaşmasına sebep olan tekliflerine karşı kararlılıkla dik durma cesaretini ve iradesini göstermedi/gösteremedi.

Bu görüşmelerin biz Savunma ve Güvenlik emekçileri için ayrı bir önemi vardı, sonuç tam bir hezimet oldu. Savunma ve Güvenlik emekçilerinin beklentisi yalnızca malî konulardaki iyileştirmelerden çok daha fazlasıydı, özellikle statü, özlük ve sosyal haklarımızla ilgili hususlar kırmızı çizgimizi oluşturuyordu. Her ne kadar yetkili büro sendikasının imzaladığı Toplu İş Sözleşmesini henüz göremesekte sendikanın ilgili şubesinin sessizliğinden anlaşıldığı üzere dağ fare bile doğurmadı.

Bu süreçte maalesef yetkili konfederasyona bağlı büro sendikasının “beklentilerinizi gerçeğe çevirebiliriz çünkü biz hükümetle iyi/bağlı ilişkiler içindeyiz, biz istersek verirler, kurum sendikaları başaramaz” aldatmacasına alet olan binlerce kurum emekçisinin kurum sendikalarına sırtlarını dönmelerini ve kullanılmalarını en acı şekilde takip etmek zorunda kaldık.

Yine bu süreçte bir başka konfederasyon sendikası tüzüğünde “Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkacağını” alenen belirten sendikamızın üyelerini siyasal söylemlerine alet etmek için kendisine rant kapısı olarak görmüş, Türkiye’de memur sendikacılığının 1990’lı yıllarda legal hale gelmesinde dahi emeği geçen ASİM-SEN örgütlenmesini ortadan kaldırmayı kendine hedef seçerek, emekten değil ranttan yana tavır aldığını göstermiştir.

Bu gerçekler bizlere bir kere daha MSB, TSK ve İçişleri Bakanlığı bağlısı kolluk güçleri emekçilerinin kurtuluş yolunun Savunma ve Güvenlik Hizmetleri İşkolu mücadelesinin kazanılması ve taleplerimizin masaya aracısız olarak İşkolu sendikaları tarafından taşınması olduğunu göstermektedir.

Sorumluluk biz sendikalar/ sendikacılar kadar kurum emekçilerindedir.

Sarı sendikalara, kamu emekçilerini siyasi rant malzemesi olarak kullananalara hayır demek sizin elinizdedir.

Son söz de kurum sendikaları SİMESEN ve SAVDESSEN’e, kendilerinin her geçen gün bağımlı konfederasyon sendikalarına benzemesine neden olan idare ve hükümete şirin görünme çabalarına son vererek Savunma ve Güvenlik emekçilerinin hak ve menfaatlerini korumak ve önümüzdeki süreçte sorunlarımıza çözüm üretmek adına birlikte hareket ederek ortak karar/tavır almaya ve eylemsel birlikteliğimizi sergilemeye DAVET EDİYORUZ.

ASİM-SEN MERKEZ YÜRÜTME KURULU

Sosyal Medyada Paylaş