8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde, eşit işe eşit ücret, sendikalaşma hakkı ve insanca çalışma koşulları için mücadele ederken hayatlarını kaybeden kız kardeşlerimizi anma günüdür.
Kadınlar yüzyıllar boyunca ekonomik kalkınmaya katkıda bulunmalarına rağmen, kalkınmanın olanaklarından yeteri kadar yararlanamamış ve dünya genelinde yoksulluktan en fazla etkilenen kesim olmuşlardır.
Kadınlar ekonomik ve toplumsal yaşamın önemli bir parçasını oluşturmakla birlikte aynı zamanda bu yaşamın gerisinde kalmaktadırlar.
Yüzlerce yıldır hakları için usanmadan mücadele eden kadınlar ülkemizde de hem eşitlik ve temsiliyet mücadelesi vermekte hem de kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerine karşı aynı birlik ve dayanışma ruhuyla mücadeleye devam etmektedir.
Bu toprakların kadınları da birbirleriyle dayanışarak, eşitlik ve özgürlük mücadelelerinde, medeni kanun ve ceza kanununda kadını yok sayan maddelerin değişimi, kadın sığınma evlerinin açılması, İstanbul Sözleşmesinin imzacısı olunması ve nihayetinde 6284 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi gibi birçok kazanım elde etmiştir.
Ama maalesef ki; bu ülkede kadınlar öldürülüyor. Hiçbir bahanesi kabul edilemeyecek şekilde hemen hemen öldürülen kadınların yüzde 95’i en yakınındaki erkekler tarafından öldürülüyor. Halen yürürlükte olsa da İstanbul Sözleşmesi’ni ve 6284 Sayılı Kanun gerektiği gibi uygulanmıyor.
Peki direnişle kazanılan 8 Mart'a bakış açımız nedir?
Bizlere çiçek alınması mı? Bir kutlama gününe çevrilerek aldığımız bir günlük bizi iyi hissettirecek mesajlar mı? Her yerde indirime giren mağazalardan faydalanmak mı? Bizlere 1 gün için verilen ve 9 Martta unutulacak olan vaatler midir?
Bu yapılanların listesi uzar gider AMMA;
Maalesef Emekçi kadınların canlarından olarak var ettikleri 8 Mart indirim, mesaj, çiçek değildir. Emekçi kadınların mücadelelerinin içinin boşaltılması çabalarını KINIYORUZ.
8 Mart kadınlarımızın tam anlamı ile sahip olamadığımız eşitlik için mücadele günüdür.
Emeklerimize sahip çıkma günüdür.
Şiddete karşı dayanışma günüdür.
Kadının adının olduğunu haykırma günüdür.
Erkek üstünlüğü üzerine kurulu bu sisteme karşı tek bir ses olma günüdür.
Hayat mücadelesinde tek başımıza değil, en yakınımızdaki kadın arkadaşlarımızdan başlayarak birbirimizin yanında olarak mücadelemizde çoğalalım. Hayatımız üzerinde söz sahibi olmak için el birliği yapalım.
Kutlama mı? Harekete geçmek mi?
Kadının yönetimde söz sahibi olması ilkemizden yola çıkarak, askeri kurumlarda çalışan tüm kadınları ASİM-SEN çatısı altında birleşerek söz haklarını kullanmaya, sendikal faaliyetlere katılmaya ve yaşamın her alanında var olduğumuz gibi sendikamızda da var olarak daha fazla ses çıkartmaya davet ediyoruz.
Asla yalnız yürümeyeceksin!
Sosyal Medyada Paylaş