KABUL EDİLEMEZ!!!!

Kamu İşveren Heyeti dün Toplu Sözleşme görüşmelerine dair hükümetin teklifini açıkladı. 


2022 yılı için %5+6 ve enflasyon farkı; 2023 yılı için ise %6+6 ve enflasyon farkı olarak önerilen maaş artış oranlarını tek kelimeyle değerlendirmemiz gerekirse "KABUL EDİLEMEZ" diyebiliriz.


Teklifi açıklayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat BİLGİN, hükümetin 3600 ek gösterge ve sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi hususlarındaki tavrını "önümüzdeki 2 yılı kapsayan Toplu Sözleşme süresi içinde çözülmesi için görüşmeye açığız" ifadesiyle belirsiz bir zamana yayarak sanki Cumhurbaşkanı tarafından yıllar önce meydanlarda söz verilmemiş, bunları hemen gerçekleştirmek için tek yetkili kendileri değilmiş gibi geçiştirme niyetinde olduklarını belli etmiştir.


Bunların yanında yine Kamu İşveren Heyetince Yardımcı Hizmetler Sınıfında görevli kamu emekçilerinin mağduriyetlerinin giderilmesi, kadın çalışanların özgün sorunları, bayram ikramiyesi ve EYT mağdurlarına çözüm üretilmesi gibi tüm iş kollarını ilgilendiren birçok hususun görmezden gelinerek çözümlerine dair hiçbir açıklama gelmemiş olması ise manidardır.


Hükümetin bu derece beklentilerden ve ülke gerçeğinden uzak, yetersiz teklifine karşı Toplu Sözleşme için ortak teklif hazırlayan MEMUR-SEN ve TÜRK KAMU-SEN heyetlerinin kapalı kapılar arkasında yaptığı görüşmeler ve verilen ılımlı mesajlar ise tarafımızda şaşkınlık yarattı diyemeyeceğiz. Zira daha önce imzalanan ve kamu emekçilerini adeta yoksulluğa mahkum eden 5 Toplu Sözleşme metninin altında da MEMUR-SEN ve bağlısı sendikaların imzası vardı.


Savunma ve Güvenlik emekçilerinin kurum kültürü ve sorunlarından bi haber MEMUR-SEN bağlısı Büro Memur-Sen'in zaten hayal kırıklığı yaratmış hatta nöbet ücreti adı altında fazla çalışmayı meşrulaştıracak teklifleri ortada iken; Savunma ve Güvenlik emekçilerinin de mali iyileştirmeden çok daha fazlasını beklediği Toplu Sözleşmede, İş Kolu görüşmelerine de umut bağlamaması gerektiği apaçıktır.


Bu konuyu biraz açmam gerekirse; kurum kültürü ve bürokrasisini tanımayan Büro Memur-Sen'in toplu sözleşme teklifinde MSB emekçilerinin haftada 40 saatten fazla tutacağı nöbetler için fazla çalışma ücreti istenmektedir. Teklif iki bölümden oluşmakta ve ilk maddede nöbet tutan personel için nöbet başına 90 TL nöbet ücreti ödenmesi öngörülmektedir ki teklifin bu kısmını biz de destekliyoruz ancak ikinci madde olarak da haftada 40 saatten fazla olacak nöbetler için fazla çalışma ücreti istenmektedir ve asıl tehlike buradadır. Teklifin bu haliyle kabul edilmesi durumunda MSB ve bağlısı iş yerlerinde görevli tüm sivil kamu emekçilerinin parasını alıyorsunuz diyerek nöbet hizmetlerine dahil edilerek 60-70 saatleri bulacak fazla çalışmaya mahkum edileceği kurum bürokrasisini tanıyan herkesin ortak fikridir sanırım. Esas olan her ne ad altında olursa olsun fazla çalışmanın engellenmesidir.


Her şeyi bildiğini iddia eden sözde etkili, yetkili kurum sendikalarının da  gelen tehlikeyi görmemiş olmasını kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.


Sosyal tarafların hak ve yükümlülüklerinin karşılıklı olmadığı, emekçinin pazarlık sürecinde elinde olması gereken yegane güç olan GREV hakkının yok sayıldığı 4688 sayılı yasa bu haliyle çözüm üretmekten çok sorun üretmeye devam etmektedir. İvedi olarak  ILO normları ve uluslararası sendikal ilkelere uygun, Savunma ve Güvenlik emekçilerinin de yeni bir iş kolu olarak tanımlandığı GREVLİ Toplu Sözleşme yasasına ihtiyaç vardır.


Müteahhitler ve düzensiz göçmenler için gereken kaynağı ne pahasına olursa olsun bulan kamu otoritesi, kamu emekçilerini yoksulluktan kurtaracak kaynağı da istediğinde bulmakta zorlanmayacaktır.


İktidar tarafından ekonomik başarı hikayeleri anlatılıyor, kendi ifadeleri ile ülkemiz zenginleşiyor ise kamu emekçileri de bu zengişlemeden payını daha fazla gecikmeden almalıdır.


En düşük Devlet Memuru maaşı 6750 TL olmalı, yüzdelik zamlar reel enflasyon rakamlarının 3 puan üzerinde belirlenmeli, Yardımcı Hizmetler Sınıfı kaldırılmalı, Savunma ve Güvenlik emekçilerine Fiili Hizmet Tazminatı (Yıpranma) verilmeli ve üniformalı personelin faydalandığı zam ve tazminatlardan faydalanmaları sağlanmalıdır.


Bu vesileyle konfederasyonlar başta olmak üzere tüm emekçi kesimlere sesleniyoruz, gün mazeret üretme günü değil emekçilerin birlikte mücadele etme, ortak tutum alma, taleplerini meydanlarda omuz omuza haykırma, üretimden gelen gücünü hatırlatma günüdür.


ASİM-SEN, hükümetin kamu emekçilerini yoksulluğa mahkum edecek teklifine karşı emek örgütlerinin dayanışma çağrılarını yanıtsız bırakmayacak ve destek olacaktır.


ASİM-SEN MERKEZ YÜRÜTME KURULU

Sosyal Medyada Paylaş